Bugün, takvim yaprakları bir kez daha 10 Kasım’ı gösteriyor…
Saatler 09.05’i vurduğunda, zaman duruyor.
Rüzgâr bile sessizleşiyor, kuşlar uçmayı unutuyor sanki…
Ve bir millet, aynı anda, aynı acıyı bir kez daha hissediyor.
O gün, güneş biraz eksik doğdu bu topraklara.
Bir çocuk ağladı, bir asker sustu, bir öğretmen gözyaşını sakladı.
Çünkü sadece bir insanı değil,
bir umudu, bir dirilişi, bir ışığı uğurladık.
Ama o ışık hiç sönmedi.
O’nun bıraktığı yol, her sabah okullarda yankılanan bir ant gibi,
her çocuğun gözündeki umut gibi yeniden doğdu.
Bugün biz, O’nun çocukları,
O’nu yalnızca anmıyoruz…
Yüreğimizde, sesimizde, varlığımızda yaşatıyoruz.
Bir ulusun yeniden doğuşuna önderlik eden o büyük kalbi,
saygıyla, minnetle, sonsuz özlemle hatırlıyoruz.
10 Kasım, bir veda değil…
Bir hatırlayış, bir söz, bir yemin günü:
“Sen rahat uyu Atam,
biz izindeyiz.”







